ender--taqsim (şimdiye kadar 17 posta) | | Çocuktum ufacıktım.
Top oynadım, acıktım.
Buldum yerde bir erik.
Kaptı bir Ala Geyik.
Geyik kaçtı ormana.
Bindim bir akdoğana.
Doğan yolu şaşırdı ,
Kaf Dağı'ndan aşırdı .
Attı beni bir göle,
Gölden çıktım bir çöle.
Çölde buldum izini.
Koştum tuttum dizini.
Geyik beni görünce,
Düştü büyük sevince.
Verdi bana bir elma.
Dedi;"dinlenme,durma."
Dağdan yürü , kırdan git.
Altın köşke çabuk var.
Seni bekler ezeli,
Orda Dünya Güzeli.
Bin yıllık çile doldu.
Bunu dedi kayboldu.
Yedim sırlı elmayı ,
Gördüm gizli dünyayı .
Gündüz oldu geceler.
Ak sakallı cüceler.
Açtım bir elmas oda.
Devler şahı uykuda.
Gördüm, kestim başını ,
Korkunç devler hortladı ,
Cinler cirit oynadı .
Kesik başlar yürüdü .
Saçlarını sürüdü .
Bir de baktım melekler.
Başlarında çiçekler.
Devlere el bağlıyor.
Gizli gizli ağlıyor.
Kılıcımı çıkardım,
Perileri kurtardım.
Kurtardığım periler,
Adım adım geriler.
Kanadını açardı .
Selam verir kaçardı .
Az, uz gittim dolaştım.
Altın Köşk'e ulaştım.
Bir kapısı açıktı ,
Ö tekisi kapanıktı .
Kapalıyı açarak,
Açığa vurdum kapak.
At önünde et vardı ,
İt, ot yemez ağlardı .
Otu ata yedirdim,
Eti ite yedirdim.
Dedim; "ey dev nerede?"
Nerde Dünya Güzeli?
Dedi, elimde eli.
Döndüm baktım bir Kırgız.
Elbiseli güzel kız.
Durmuş bakar yanımda.
Şimşek çaktı canımda.
Güldü dedi, Türk Beyi!
Tanıdın mı geyiği?
Kimse beni bu devden.
Alamazdı , ancak sen.
Kaya deldin dağ yardın.
Geldin beni kurtardın.
Ah, o imi ş anladım,
Sevincimden ağladım.
Haydi çabuk varalım,
Karanlığı yaralım.
Sönük ocak canlansın.
Yoksul ülke şanlansın.
İndik iti okşadık,
At sırtına atladık.
Geçtik nice dağ kaya,
Geldik Demirkapı'ya.
Kapanması çok yıldı ,
Açıl dedim, açıldı .
Yol verince gizli yurt.
Aldı bizi bir bozkurt.
Kafdağından geçirdi,
Türkeli'ne getirdi. |